Gıda Bankacılığı

Gıda bankacılığı, son kullanım tarihinin yaklaşması, paketleme hatası, üretim, ihracat veya ihtiyaç fazlası gibi sebeplerle değerini kaybeden ve çöpe gitmesi kuvvetle ihtimal olan malların ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılmasını amaçlayan bir sistemdir. Kar amacı gütmeyen organizasyonlar şeklinde merkezileşen gıda bankaları ile bağışlanan ve üretim fazlası gıdaların toplanması, depolanması ve dağıtılması meydana gelmektedir.

Gıda bankacılığı ilk olarak 1967 yılında ABD Arizona Phoenix’de emekli bir iş adamı olan John Yan Hengel’in gönüllü olarak çalıştığı çorba dağıtan yerel aşevinde çöpe atılan ürünleri toplaması ve topladığı ürünlerin aşevinin kaldırabileceğinden fazla olması sebebi ile hem kendi topladığı hem de bağışlanan ürünlerin depolanıp, dağıtılacağı bir depo bulmasıyla başladığı görülmektedir. Uygulama, 1970’li yılların başında Amerika’nın çeşitli şehirlerinde yaygınlaşmış, 1976 yılında ise ABD Federal Hükümeti John Van Hengel’i gıda bankacılığım ülke geneline yaymak üzere görevlendirerek konuyu desteklemiş ve hemen akabinde yaptığı vergi reformu ile gıda bankalarına yapılan bağışlara teşvik getirmiştir. Yapılan reformlarla yasallık kazanan organizasyonlar “America’s Second Harvest” adı altında bir çatıda toplanmış, Eylül 2008 yılına gelindiğinde ise bu kuruluş adını “Feeding America”olarak değiştirmiştir.

80’li yıllara gelindiğinde gıda bankacılığı Avrupa’da da kendinden söz ettirmeye başlamıştır. 1984 yılında ilk olarak Fransa’da uygulanmaya başlamasının ardından sonrasında Belçika’da da gıda bankacılığı yapılmaya başlanmıştır. Amerika ve Avrupa’nın ardından küreselleşen bu sistem dünya geneline yayılmıştır.

Gıda bankacılığının Türkiye’deki gelişimi incelendiğinde ise on altı senelik bir geçmişi bulunmaktadır. Açlıkla mücadele kapsamında, gıda bankacılığı uygulaması ilk defa Diyarbakır’da 2004 yılında başlatılmıştır. Türkiye’de gıda bankacılığı sistemine bakıldığında genelde kurumların bireysel hareket ettiği görülmektedir. Kurumlar kendi imkanlarıyla elde ettiği ürünleri ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktadır. Bu sistem bazı gıda bankalarında market benzeri bir sistemle ilerlerken bazıları da hazırladıkları gıda paketlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır. Daha yerleşik bir sisteme sahip olan gıda bankaları ise diğer gıda bankalarına ya da gıda bankacılığı yapmak isteyen vakıf, dernek ve belediyelere danışmanlık hizmeti de sağlamaktadır. Türkiye’de gıda bankacılığı kapsamında dört kategoride bulunan ürünler kabul edilmektedir. Bunlar; yiyecek, giyecek, temizlik ve yakacak malzemeleridir. Ayrıca gıda bankacılığı kapsamında bağışta bulunan tüzel kişiliklere vergi teşviki de sağlanmaktadır. Böylelikle hem tüzel kişiler vergi avantajı sağlamakta hem de çöpe giderek israf olacak ürünler ihtiyaç sahibi kişilere ulaşmaktadır.